Her sabah aynı güne uyanıyoruz seninle...
-Güneşin yakıcılığını, suyun serinliğini hissediyoruz birlikte.
-Pencereyi açıp, aynı gökyüzünü görüyoruz, aynı havayı soluyoruz.
-Çiçeklerin kokusunu çekiyoruz içimize.Yüreğimiz aynı heyecanla atıyor.Işık saçıyor gözlerimiz.
Parkta, sokakta oynayan çocuklara bakıp onların yüzündeki doyumsuz mutluluğun tadını alıyoruz ikimiz de..
-Özenle giyinip düşüyoruz yollara.
Kentin kalabalığı, gürültüsü, tozu,dumanı arasında varıyoruz gideceğimiz yere...
-Bizi gören herkes sabah sabah yüzümüzdeki o gülümsemenin, o aydınlığın anlamını soruyor.
-Anlatılacak şey değil, anlatamıyoruz.
Bunun sadece yaşandığı zaman anlaşılacağını biliyoruz çünkü.
-Bunalıyoruz bazen, işin temposu öylesine sıkıyor ki, boğulacağımızı hissediyoruz.
-Sonra bir ses-ki o ses mutluluğun sesi-adeta yeniden hayata bağlıyor bizi.
-Bir kutu vitamin içmiş gibi, ya da bir koca paket çikolatayı yemiş gibienerji doluyoruz.
-Gün yavaş yavaş çekilirken, tatlı bir yorgunlukla tutuyoruz evin yolunu.
-İçimizdeki huzuru tarif edecek kelime bulamıyoruz.
-Aynı keyifle yiyoruz akşam yemeğini...
-Kadehlerimizi şerefe kaldırıyoruz.Umudun, mutluluğun, aşkın şerefine...
-Müzik dinliyoruz birlikte, şarkıcıya eşlik ediyoruz.Kahkahalarla beraber dökülüyor şarkının sözleri dudaklarımızdan.
-Sonra bir film izliyoruz.
-Birlikte gülüyoruz, birlikte ağlıyoruz, birlikte korkuyoruz.
-Bİr kitabın satırları arasında kaybediyoruz kendimizi.Bambaşka dünyalarda dolaşıyoruz.
-Yavaş yavaş kapanıyor gözlerimiz.
-Yüzümüzde yine o aynı gülümsemeyle dalıyoruz.
-Her gece aynı uykuyu uyuyoruz seninle...
-Kilometreler mi?